ÇAĞDAŞ HAMLET’TE SEYREDENİN SIKINTISI: EYLEMEK YA DA İZLEMEK
Versus Tiyatro, geçtiğimiz ekim ayında ilk gösterimini yaptığı Hamlet oyununu seyirciyle buluşturmaya devam ediyor. Metin Balay rejisiyle sahneye taşınan oyunda, Shakespeare’in metnine “gösteri toplumu” kavramından yola çıkılarak bakılmış. İzlediğimiz oyun, gösteri toplumuna dönüşmüş bu dünyada, bu gösteriyi izleyenler, bir de izleyenleri izleyenlerin olduğunu söylüyor.
Sahnelemede Shakespeare’in diline olabildiğince sadık kalındığını söyleyebiliriz. Metni sahneye taşırken yapılan en önemli değişiklik ise oyunun geçtiği zamanla ilgili olarak ele alınmış. Oyunun zamanının, kesin olmasa da, günümüze yakın bir zaman olduğunu söyleyebiliriz. Bunu gerek kostümlerden gerekse aralara eklenen video kullanımından anlıyoruz. Hikayenin kritik anlarında perdeye yansıtılan videolar, Danimarka Krallığı’nda meydana gelen olaylarla ilgili birer ana haber bülteni olarak kurgulanmış. Bu tercihin, tanıtım metninde yer alan “günümüzün yaygın trendi izlemenin izlenmesi” düşüncesiyle ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Olayları gösteri haline getirerek alımlayıcıya sunan medya, böyle bir toplumun yeniden üretiminde kullanılan en önemli araçlardan birisidir. Versus Tiyatro da medyayı bu bağlamda kullanarak Danimarka Krallığı’ndaki olayları günümüz trendine uygun bir sunuşla alımlayıcıya gösteriyor. Böyle bir sahneleme anlayışı, seyirciye Hamlet’in eylemsizliği ile ana haber bültenlerinden ülke gündemi takip eden kitlenin eylemsizliği arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor.
Topluluk, İtalyan sahne yapısından daha farklı bir biçim tercih etmiş ve seyirciyi de buna göre konumlandırmış. Oyun alanı, uzun bir podyumdan ve bu podyumun iki ucunda bulunan küçük platform sahnelerden oluşuyor. Seyirci ise bu podyumun iki yanına konumlandırılmış. Oyuncular bazen bu küçük platform sahnelerde, bazen podyumda bazen de seyircilerin arkasında kalan boşluklarda oynuyorlar. Böyle bir sahne biçiminin “izlemenin izlenmesi” fikrine olanak sağlayan bir tasarım olduğu muhakkak. Çünkü karşılıklı oturan seyirci sadece oyunu değil oyunu izleyen seyirciyi de gözlemleyebiliyor. Oyun, aynı zamanda çift katmanlı bir seyirci ortaya koyuyor. Birinci katman Versus’un sahnelediği Hamlet oyununu izlemeye gelen seyirciyken, ikinci katman oyunun seyirciye yüklediği “seyirci rolü” katmanı. Bu ikinci katman günümüz seyircisi değil, ana haber bültenlerinden ülkenin gidişatına dair bilgi sahibi olan bir kitle oluyor. Tıpkı Hamlet’in eylemsizliğine benzer bir eylemsizliğe sahip, olayları izleyen seyirci kitlesi gibi bir toplum söz konusu. Böyle bir tercihle oyun seyirciye, iç içe geçmiş izlemeler silsilesi gösteriyor. Bu da seyirciyi yabancılaştırarak, seyretmeyi sorgulatıyor.
Sahnede birbirinden farklı oyunculuk üslupları tercih edilmesinin, gösteri toplumu fikriyle bir ölçüde ilişkili olduğunu söyleyebiliriz. Bireyin kendine odaklanması halinin, gösteri toplumunun doğal bir unsuru olduğunu düşünürsek, oyuncuların birbirlerinden farklı oyunculuk üslupları sergilemeleriyle grubun bu noktada tutarlı bir sahneleme ortaya koyduğunu gösteriyor. Oyunda yapılan temel değişikliklerden birisi de yeni bir oyun kişisi olarak hizmetçinin eklenmesi. Böyle bir ekleme de yine “izlemenin izlenmesi” açısından tutarlı bir noktada duruyor. Hizmetçi de tıpkı seyirci gibi oyunu izleyen konumda kalıp, eyleme geçmiyor. Oyunun sonunda sahnenin kapanışı için yaptığı ortalığı toparlama işini de bir gösterinin bitişi ve yeni bir gösteriye hazırlık olarak okumak mümkün. Diğer yandan Shakespeare’in metni, Hamlet’in annesi Gertrude karakterini, daha anaç ve uzlaşmacı, hatta çoğunlukla Cladius’un gerisinde duran iktidar ortağı olmayan bir kadın olarak okumaya olanak tanıyan bir metin. Ancak bu noktada topluluk bizlere daha farklı bir Gertrude gösteriyor: Güçlü, iktidarın ortağı olduğunun farkında olan, gerçekten ihanet etmiş olabileceği fikrini doğuran bir kadın. Hamlet’in öfkesinin, babasının öldürülmesine değil de annesinin ihanetine yönelik olduğu yorumunu kabul edersek, ihanet eden Gertrude’un altının çizilmesi, Hamlet’in annesine yönelik öfkesini haklılaştırmaya çalışan bir noktaya hizmet ediyormuş gibi duruyor.
Oyunun bütününde gözlenen şey, sahnelemenin günümüz toplumuna dair bir alaylama içerdiği. Bu alaylama günümüz toplumundaki eklektik yapıya benzer bir biçimde sahnede karşımıza çıkıyor. Ancak bu noktada şöyle bir ekleme yapmak gerekli. Oyunun sahnede görünen iletisi ile oyunun broşüründe okunan tanıtım metni farklılıklar arz ediyor. Örneğin tanıtım metninde geçen “telef olan gençler” vurgusuna dair bir yorum, sahnede yeterince vurgulanamamış. Topluluğun buradan hareketle sahnelemeye yeniden bakması, amaçlanan yorumun alımlayıcıya da ulaşabilmesi açısından faydalı olacaktır.