Woyzeck’ten ‘Vietnam’a Sevgiler’

Çağdaş tiyatronun ilk örneklerinden biri olma özelliğitaşıyan ‘Woyzeck’ adlı yapıtta, yazar ‘antikahraman karakter’ kavramını dünya edebiyatına kazandırmıştır.

woyzeckten_vietnama_sevgiler_h64749_6eec7

Turgay Oğuz
Çok uzak şehirlerin hikayesi bu… Bizden çok çok uzak, elbette acıları da… Atomun parça parça ruhlarını ayırdığı insanların öyküsüdür Hiroşima ve Nagazaki. Ölenin de, öldürenin de kazanamadığı, ‘napalm’ ile yanan topraklardır Vietnam… Acıları birbirine benzeyen insanların, birbirlerini daha iyi anlayabildiği yaşanmışlıktır.

“En güçlü ve acımasız kim?” sorusunun cevabınını göstermek için dünyaya verilen gözdağıdır. İsveç asıllı Amerikalı yazar Edita Morris, “Vietnam’a Sevgiler” adlı romanını, Hiroşima, Nagazaki ve Vietnam’da yaşananların asla unutulmaması, yaşananların iyi kavranabilmesi için kaleme almıştır.
Romanda Hiroşima’da yaşanan vahşete maruz kalmış bir gençle Vietnam’da benzer bir vahşete maruz kalmış genç bir kadının mektuplaşmalarını anlatmaktadır. Roman, dünya tarihi açısından ele alındığında, nükleer tehditin boyutlarını anlamamız açısından çok önemlidir.
Versus Tiyatro dünya belleği için önemli olan bu metni, kurulduğu 2013 yılında açılış projesi olarak sahneye taşıdı.
Ülkü Tamer çevirisi ve Metin Balay rejisi ile izlediğim oyun, kolay unutmaya programlı belleğimiz için ‘Hafıza Tazeleme Enstitüsü’ misyonunu taşıyor. Reji anlayışını gayet başarılı bulduğum projede Japon genç rolünde Kayhan Berkin’e, hikayedeki diğer dört karakteri canlandıran Olcay Yusufoğlu eşlik ediyor. Berkin’in oyun boyunca başarıyla ortaya koyduğu ‘özgüvensiz birey performansı’ dikkat çekerken, oyunun erkek ve kadın tüm karakterlerini başarıyla canlandıran Yusufoğlu’nun oyunun bütünlüğüne yaptığı katkıyı göz ardı etmemek gerek.
iNSANÜSTÜ ÇABA ÖYKÜSÜ
Versus Tiyatro’nun ikinci projesi, ünlü Alman yazar Georg Büchner tarafından 1836 yılında yazmaya başladığı ama sonunu getiremediği bir metin olan ‘Woyzeck’ gerçek yaşam hikâyesine dayanmaktadır.
Çağdaş tiyatronun sayılı ilk örneklerinden biri olma özelliği taşıyan ‘Woyzeck’ adlı yapıtta, yazar ‘antikahraman karakter’ kavramını dünya edebiyatına kazandırmıştır.
Rütbesiz bir asker olan Woyzeck’in birlikte yaşadığı kadına ve yeni dünyaya gelmiş olan çocuğuna daha iyi bir gelecek sunabilmek için gösterdiği insanüstü çaba anlatıyor. Daha fazla para kazanabilmek için Yüzbaşı’nın en ağır ve pis işlerini yapmakta ve bilimsel deneyler üzerinde çalışan bir doktor için gönüllü kobay hizmeti vermektedir. İnsanlık dışı davranışlara maruz kalan bir bireyin aşağılanmasının trajik bir hikayesidir. Oyunda bilimin, ahlakın ve paranın bu sürece olan etkisi eleştiriliyor.
İlk projedeki başarılı oyunculuğunun ardından, ikinci projede hem rejisör koltuğunda hem de oyuncu kadrosunda yer alan Kayhan Berkin, çağdaş bir metin olan Woyzeck’i, çağdaş ve başarılı bir reji anlayışı ile sahneye taşıyor. Grotesk bir anlatım diliyle ele alınan oyun, 10 kişilik kalabalık bir oyuncu kadrosuna sahip. Woyzeck’in içinde bulunduğu ve kıramadığı döngüyü vurgulayan ve bando şefiyle gerçekleştirdiği dövüş sahnesini merkezine koyan boks ringi algısı yaratılmış sahne, görsel algı açısından metni tamamlayan bir zenginlik oluşturmuş. Olayın geçtiği dönemin, zor ekonomik koşullarının yaşamaya zorladığı sefaleti vurgulayan sahne ve kostüm tasarımı ise oldukça başarılı.
İYİ BİR YAŞAM SUNMA AMACI
Oyun süresince Kubilay Çamlıdağ’ı, Woyzeck rolünde üstün bir fiziksel oyunculuk içinde görüyoruz. Kendi hayatını, eşi ve çocuğuna daha iyi bir hayat sunabilmek için feda eden bir insanın gösterdiği savaşım, sanırım en doğru bu şekilde bir anlatım dili bulabilirdi. Oyunda ‘Yüzbaşı’ karakteriyle güç odağını temsil eden Şevket Süha Tezel’i BKM Mutfak sonrası sıradışı bir yapımda görmek keyif vericiydi. Oyuna pozitif katkıda bulunan Arda Öztürk, Efsun Kaygusuz, Güneş Kozal, Gökhan Gürün, Kerim Urun, Olcay Yusufoğlu ve Oral Özer’i bu satırlar sayesinde kutlamak istiyorum. Süpervizör olarak Metin Balay imzası taşıyan oyunun çevirisi Hasan Kuruyazıcı’ya ait… Oyunun dekor tasarımını Gökhan Kodalak, ışık tasarımını Önder Ay üstlenmiş. Müzikler ise Eser Eyüboğlu imzası taşıyor.
09.Mart.2015
Aydınlık Gazetesi
Turgay Oğuz
X